TOKYO, 24 Mayıs 2017 - Mitsubishi Electric Corporation (TOKYO: 6503) bugün eşi görülmemiş bir şekilde 30 milyona kadar ağın elektromanyetik alan analizini ve kuplajlı sayısal analizini kullanarak jeneratörlerin operasyonel durumunu tespit etmek için dünyada ilk olduğuna inandığı bir teknoloji geliştirdiğini açıkladı. Yeni teknoloji, güvenilirliği desteklemek üzere kayıp oranının azaltılması, soğutma verimliliğinin arttırılması ve titreşimin düşürülmesi gibi yöntemlerle jeneratör performansının iyileştirilmesine yardımcı olarak, elektrik temininde istikrarın arttırılmasına katkıda bulunacak. Mitsubishi Electric bu yeni teknolojiyi mevcut VP-X Serisi türbin jeneratörlerinde ve gelecek modellerinde kullanacak. Şirket aynı zamanda 2020 civarında jeneratörlerin tam analizini sağlayacak kapsamlı bir sistem dahilinde yukarıdaki teknolojileri bir araya getirmeyi amaçlıyor.

Jeneratörlerin yapısal konfigürasyonlarının yanı sıra elektromanyetik alan ve termal sıvı akış alanı arasındaki etkileşimi analiz eden teknoloji, ısı ve titreşimin ayrıntılı dağılımının detaylı kayıp dağılımına ve elektromanyetik kuvvete dayalı olarak hesaplanmasını mümkün kılıyor.

Mitsubishi Electric, alan ayrıştırması için orijinal bir modelleme yöntemi kullanarak geniş ölçekli elektromanyetik alan analizi teknolojisini geliştirdi. Bu teknoloji sayesinde, statör bobininin 100 civarında bakır telinde meydana gelen elektromanyetik kayıp dağılımı yüksek kesinlikle değerlendirilebiliyor. Küçük çaplı kısmi analizlerin yapıldığı konvansiyonel teknolojiyle kıyaslandığında, yeni teknoloji statörün uç yapılarını analiz ederek elektromanyetik kayıp dağılımını doğru bir şekilde tespit ediyor ve bu sayede jeneratör verimliliğinin bir bütün olarak artmasına önemli ölçüde katkı sağlıyor.

Bunun yanı sıra, teknoloji jeneratörün elektromanyetik ve termal sıvı akış alanlarına ve yapısına ilişkin kuplajlı analizi kullanarak ısı dağılımının ve deformasyonunun ayrıntılı bir şekilde hesaplanmasını ve haritalandırılmasını sağlıyor.

Ayrıca, Mitsubishi Electric yeni teknolojiyle elde edilen verileri termal sıvının ilk durumunu analiz etmek için kullanarak jeneratör içerisindeki ayrıntılı ısı dağılımını da hesaplayabiliyor. Elektromanyetik kuvvet verilerine dayalı olarak gerçekleştirilen yapısal analizler ve jeneratörün titreşim analizleri ise, yüksek gürültü, yüksek voltaj ve/veya yüksek titreşim ortamı nedeniyle hangi tür sensörlerin takılmasının uygun olmayacağını belirlemeye yardımcı oluyor.